İngilizlerin Oyunu
Asi Nehri’nin Akdeniz’e dökülen kısmının sağ tarafına şeyh Maruf sol tarafına ise aslen Türk olan Celal Ağa bakmakta iken İngilizler Gazze’de esir aldıkları Antakyalı bir askeri özel bir deniz botuyla nehrin sağ tarafındaki şeyh Maruf’un topraklarında indirip eline şeyhe teslim edilmek üzere bir mektup vermişlerdir.
Asker “orduma milletime bir hizmet etmiş olayım” diye nehrin karşısına yüzer ve mektubu Celal Ağaya verir, Celal Ağa’da mektubu asker ile birlikte amirine gönderir.
Mektubun okunmasını müteakiben şeyh Maruf kelepçeyle Halep’te bir hapishaneye gönderilir. Halebin Osmanlılardan düşmesiyle şeyh hapishaneden kaçar ve kurtulur.
Bu sırada Emrindeki iki asker ile Celal Ağa’nın arası bozulduğundan bu iki kişi firari şeyh Maruf mıntıkasına kaçarlar, şeyh bu iki askere “ölürüm de sizi hükümete teslim etmem” der ve ileride kullanmak üzere bağrına basar.
İlerleyen zamanlarda bu ikili Celal Ağayı çiftliğine giderken yoldu pusuya düşürüp öldürecektir. Bu olaydan sonra Celal ağanın adamları şeyh Maruf’un köyünü taş üstünde taş kalmayana dek yıkarlar ama Fransız Milis Kumandanına sığınan maruf kurtulur ve bu sayede Fransızlar bilmeden bölgede mezhep çatışmasının önüne geçmiş olur.
Ulu Cami’de Osmanlı Hutbesi
Bütün camiler eskisi gibi hutbe okumaya başlamışken Ulu Cami’de hala Şerif Hüseyin adına hutbe okutuluyordu.
Fransızlar tarafından tayin edilmiş olan Mesud Efendiye gidilir, burada amaç onu ikna ederek Ulu Cami imamı Ahmet Efendi’nin görevden aldırılmasıdır.
Pencereden gözüken Hacı Mesud Efendi gelmeden fısıldanmalara başlarlar. Tam konuşurlarken Mesud Efendi içeri girer ve söz bilinçli olarak kesilir. Meraklanan Hacı Efendi “niye sustunuz ne sıkıntınız var?” diye sorunca; İmam Ahmet Efendinin Şerif Hüseyin’e dua ederken Fransızlara beddua ettiğini dile getirirler. Aradan bir saat geçmemişken polisler imam Ahmet Efendiyi hapse atar ki böylece son cami olan Ulu Cami’de de Osmanlı Hutbesi okunmaya başlanmış ve Şerif Hüseyin taraftarları cezalandırılmış olmuştu.
Bu olaydan sonra Hacı Mesud Efendinin de Fransızlara casusluk yaptığı ortaya çıkmıştı.
Fransızların, Ermenilerin zulümlerinden kaçan Türk Sultanlarının fermanlarına boyun eğmeyen Türkler bir araya gelmeye başlamış ve Ermeni saldırganların karşısına çıkıp hesap sormaya, onları öldürüp geri püskürtmeye başlamışlardı.
